18.02.2010

söz verdiğim gibi küçük parka gittim. ha pek bir şey olmadı bunu başta belirtiyim, ama yine de farklı bi gündü. öncelikle ben bu küçükpark işini tamamen unutmuştum öğleden sonra uyandığımda. saat 3'tü. ırmak bana "manavkuyudayım nerdesin?" dediğinde. 10 dk sonra küçükparkta olacaktı. bense daha ikinci fincan çayımı yeni yudumlamaya başlanıştım. neyse ona hiç bir şey çaktırmadan bi saat sonra falan orada olacağımı söyleyip hazırlanmaya başladım. sözümü tutabilmem imkansızdı. 4te evden çıktım. 6da ordaydım. 330'un ve 121'in marifetleri işte, diyerek geçiştirdim. ki öyleydi de. her neyse, ırmağın yanında mert de vardı. havadan sudan palyaçolardan bahsettik. 7de kalkacaklarını söyleyerek beni çok üzdüler ve ben de vaktimi değerlendirmek için bir iki kişiye mesaj attım. sadece rıza döndü ki kendisi iki senedir görmediğim yakın bir arkadaşımdır. öyle yakın arkadaş mı olurmuş dediğinizi duyar gibiyim ama sizin hiç mi olmadı be öyle arkadaşınız? neyse atar yok bugün. rızayla muhabbet ettik, dertleştik, hasret giderdik. sonra türkü bara gittik, evet yanlış duymadınız türkü bar. ve inanır mısınız çok eğlendik. yan fülüt çalan adama hayran kaldım falan. sonra da 330a binip geldim. bu kadar.

bugün için de tek planım, hafta sonu okuluma dönecek olmanın verdiği mutluluk ve hüznü bi arada yaşamak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder