ONU BUNU BIRAK SEVGİLİ OKUR.BEN OKS KİTAPÇIĞIMI ÖPMÜŞTÜM YAA.
of bildiğin yaptım lan ben bunu.allahyarab.
27.02.2010
20.02.2010
18.02.2010
söz verdiğim gibi küçük parka gittim. ha pek bir şey olmadı bunu başta belirtiyim, ama yine de farklı bi gündü. öncelikle ben bu küçükpark işini tamamen unutmuştum öğleden sonra uyandığımda. saat 3'tü. ırmak bana "manavkuyudayım nerdesin?" dediğinde. 10 dk sonra küçükparkta olacaktı. bense daha ikinci fincan çayımı yeni yudumlamaya başlanıştım. neyse ona hiç bir şey çaktırmadan bi saat sonra falan orada olacağımı söyleyip hazırlanmaya başladım. sözümü tutabilmem imkansızdı. 4te evden çıktım. 6da ordaydım. 330'un ve 121'in marifetleri işte, diyerek geçiştirdim. ki öyleydi de. her neyse, ırmağın yanında mert de vardı. havadan sudan palyaçolardan bahsettik. 7de kalkacaklarını söyleyerek beni çok üzdüler ve ben de vaktimi değerlendirmek için bir iki kişiye mesaj attım. sadece rıza döndü ki kendisi iki senedir görmediğim yakın bir arkadaşımdır. öyle yakın arkadaş mı olurmuş dediğinizi duyar gibiyim ama sizin hiç mi olmadı be öyle arkadaşınız? neyse atar yok bugün. rızayla muhabbet ettik, dertleştik, hasret giderdik. sonra türkü bara gittik, evet yanlış duymadınız türkü bar. ve inanır mısınız çok eğlendik. yan fülüt çalan adama hayran kaldım falan. sonra da 330a binip geldim. bu kadar.
bugün için de tek planım, hafta sonu okuluma dönecek olmanın verdiği mutluluk ve hüznü bi arada yaşamak.
bugün için de tek planım, hafta sonu okuluma dönecek olmanın verdiği mutluluk ve hüznü bi arada yaşamak.
17.02.2010
yarın küçükparkta olmalıyım. gereklilik kipiyle yazınca bir sebebi varmış gibi göründü, he? yok yok. tam olarak öyle değil. ona şey diyelim, canım küçükparka gitmek istiyo diyelim. ama maalesef hay aksi ki kime sorduysam ya işi var ya da küçükparka gitmek istemiyo ya da benim istediğim saatte orda olamıyo. kaderin cilvesi belli ki. ama ben napıyorum, kadere inanmıyorum ve tek başıma dahi olsa yarın o küçükparka gidiyorum. yarın o küçükparka gidilecek. aynen öyle. bir şey beni zorla oraya gitmem için baskılıyo. baskılamak. aynen böyle. okuyup da gelmek isteyen olursa irtibata geçsin. evet evet. aynen şöyle: gerçekten yarın kayda değer bir şey olacaksa o şey küçükparkta olacak. görüşmek üzere küçükpark. yolum açık, 330'um bol olsun.
16.02.2010
otobüste, suçlu suçlu annesinin bacağını çekiştiren küçük çocuk: eve gidince kadirhaslara çıkabilir miyim?
parmağını sallayarak konuşan zalim anne: bugün cezalısın! bi daha ödevlerini yapmazsan sana dışarı çıkmak da yasak. neymiş?
şu noktada zeki olduğuna karar verdiğim çocuk: bi daha ödevlerimi yapmazsam bana dışarı çıkmak da yasakmış.
parmağını sallayarak konuşan zalim anne: bugün cezalısın! bi daha ödevlerini yapmazsan sana dışarı çıkmak da yasak. neymiş?
şu noktada zeki olduğuna karar verdiğim çocuk: bi daha ödevlerimi yapmazsam bana dışarı çıkmak da yasakmış.
14.02.2010
12.02.2010
rüyamda müzik dinlediğimi gördüm. bildiğin müzik dinledim uzun süreli ve eş zamanlı. bilinçaltımın iflas etmesinden mi yoksa müziğe ayırdığım zamandan mı çözemedim. ama şunu anladım ki bu durumda rahatlıkla aseksüel olabilirim. eğer müzik bana bütün duyguları yaşatıyosa duygusal bi yakınlaşmaya ihtiyacım olmaz heralde. gerçi bu aseksüellik mi. tabiki hayır. o zaman bi kez daha karşında kendi tezimi çürüterek iyi geceler diliyorum.
11.02.2010
bugün, hatta az önce, blogumu babama gösterdim. tam da açıldığında blogger kasım kasım kasılmasın mı, ve tam da sigaralı kayıdın olduğu yerde takılmasın mı. çok korkunçtu yaa. zaten bu sabah da tam sigarayı söndürdüğüm anda odama girmesi falan. kokmaz mı be. kokuyu almaz mı adam. çok yaşıyorum son zamanlarda bu tarz şeyleri. pek profesyonel değilim bu aralar. ya da çok saldım bilmiyorum.
neyse ne var ne yok? bir iki kişiden duydum eski performansın yok diye de inanmadım. inanmalıymışım. yazamıyorum, cümle kuramıyorum, kelimeleri sıralayamıyorum. bi kere hiç komik değilim. kabul ediyorum. onu geçtim, derdimi de anlatamıyorum. ara verip meydanı simgeye bıraksam fena olmaz. ciddiyim. özle beni. öptüm.
neyse ne var ne yok? bir iki kişiden duydum eski performansın yok diye de inanmadım. inanmalıymışım. yazamıyorum, cümle kuramıyorum, kelimeleri sıralayamıyorum. bi kere hiç komik değilim. kabul ediyorum. onu geçtim, derdimi de anlatamıyorum. ara verip meydanı simgeye bıraksam fena olmaz. ciddiyim. özle beni. öptüm.
10.02.2010
Girl i love you but your loving has gone forever
Gonna miss you but my love has gone forever
I say i love you but your loving has gone forever
Gonna miss you but my love has gone forever
It's hard to tell that your love exist
But i know this one is for real:
"Girl i love you but your loving has gone forever"
Forever
Girl I Love You - Massive Attack
tamam da manyak mısınız? paranoyak şizofreni mi var bunu yazan adamda? tamam, gerçekten çok güzel. tamam, aşk falan filan. tamam. ama ne bileyim ağzıma sıçtınız sabah sabah. neyse
Gonna miss you but my love has gone forever
I say i love you but your loving has gone forever
Gonna miss you but my love has gone forever
It's hard to tell that your love exist
But i know this one is for real:
"Girl i love you but your loving has gone forever"
Forever
Girl I Love You - Massive Attack
tamam da manyak mısınız? paranoyak şizofreni mi var bunu yazan adamda? tamam, gerçekten çok güzel. tamam, aşk falan filan. tamam. ama ne bileyim ağzıma sıçtınız sabah sabah. neyse
9.02.2010
o değil dur yazıcam. djarum cherry ve vanilla neden üretimden kalkmış ki. black ve special daha mı az zararlıymış yani. ya da YOK ARTIK talep mi yokmuş. ulan djarum vanillaya kazandırdığım parayı hiç bişeye kazandırmadım. ayrıca sigara zammından sonra djarum fakir sigarası oldu çıktı. ne zengin herifsin deme şimdi. hayır ama yapmasınlar bunu. vanilla çok güzel bi bitki. cherry de çok güzel bi meyve. hasretimden kahroluyorum. sonra massive attack'le falan dindirmeye çalışıyorum acısını ama. nafile. hadi djarum duy sesimi. burdan 70 milyona duyuruyorum ben sesimi. türkiyede 70 milyon internet kullanıcısı yok cümlesini kabul etmiyorum.
yatağımdan Massive Attack diye uyandım. bugün de açlıktan veya uykusuzluktan ölene kadar dinlerim. yarın azalır biraz acısı. hayatım düzene girer. sonra yeniden komikli şakalı kayıtlarımla şenlik getiririm bloga. bu süre içinde seni "pek de takmayan" cakehere havale ediyorum okurcuk. düzelicem merak etme. aklın bende kalmasın. geçici bir heves sadece. mucuks.
8.02.2010
Atlas Air'in fena bi şekilde günahını almışım. tam da mezzanine'den kopmuş gelmiş gibi kendisi. hele Splitting The Atom gibi bir şarkıyı ezip geçmek. Flat Of The Blade'i hiçe saymak. ne biliyim. demek ki neymiş. böyle bi grubun günahını almak bana da yakışmazmış kendime de yakışmazmış. affola.
indirdiğim Pray For The Rain ya çakma ya da vokal işini becerememişler. o konuda diretiyor ve kendime güveniyorum.
indirdiğim Pray For The Rain ya çakma ya da vokal işini becerememişler. o konuda diretiyor ve kendime güveniyorum.
güzel len güzel. beğendim albümü. ama bi kaç zorlama şarkı var be mesiveteğim. canım benim. sanki "5 şarkı yaptık, o kadar, o kadar güzeller ki araya rastgele bişeyler atsak bu beşinin güzelliğinden sonra farkedilmezler bile. hatta aralarına sıkıştıralım da diğerlerinin etkilerinden kurtulmadan bitiversin" diyerek yapmışsınız diğer şarkıları. sanki. ama tabi dinlemek lazım bi kaç kere daha, ilk yorumlarla da gücendirmece olmasın. aferin aferin tuttum. ama şimdi nerde mezzanine nerde protection, orası da tartışılmaz tabi. o 5 şarkıyı da sıralayayım da atıyo lan demeyin:
-Psyche (zaten -Splitting The Atom EP-lerinde vardı, bir aydır falan hayranıyım kendilerinin)
-Paradise Circus (bunu da sitelerinde yayınlamışlardı iki hafta önce)
-Girl I Love You
-Babel
-Atlas Air (bu 5.den de biraz şüpheliyim.)
neyse dinleyelim görelim. release tarihinin sekmeye uğramasının da etkisiyle oluşan heycanımı da mazur göresin okurcuk. bir aydır bekliyorum bu albümü. en az bi hafta daha da yazarım. görüşmek üzere.
-Psyche (zaten -Splitting The Atom EP-lerinde vardı, bir aydır falan hayranıyım kendilerinin)
-Paradise Circus (bunu da sitelerinde yayınlamışlardı iki hafta önce)
-Girl I Love You
-Babel
-Atlas Air (bu 5.den de biraz şüpheliyim.)
neyse dinleyelim görelim. release tarihinin sekmeye uğramasının da etkisiyle oluşan heycanımı da mazur göresin okurcuk. bir aydır bekliyorum bu albümü. en az bi hafta daha da yazarım. görüşmek üzere.
bugünkü uğraşım bu sevgili okur:
- "Pray for Rain" (vocals by Tunde Adebimpe) – 6:43
- "Babel" (vocals by Martina Topley-Bird) – 5:18
- "Splitting the Atom" (vocals by Grant Marshall, Horace Andy and Robert Del Naja) – 5:15
- "Girl I Love You" (vocals by Horace Andy) – 5:26
- "Psyche" (vocals by Martina Topley-Bird) – 3:23
- "Flat of the Blade" (vocals by Guy Garvey) – 5:29
- "Paradise Circus" (vocals by Hope Sandoval) – 4:58
- "Rush Minute" (vocals by Robert Del Naja) – 4:48
- "Saturday Come Slow" (vocals by Damon Albarn) – 3:42
- "Atlas Air" (vocals by Robert Del Naja) – 7:47
6.02.2010
karar aldım. güzel sanatlar sınavlarına hazırlanıcam. çok büyük bişey beklemiyorum tabi ama şansımı denemek istiyorum. "güzel sanatlar okuyup napıcaksın" çıkışlarını da kabul etmiyorum. aldığım krediyle kursa yazılsam, gün içinde sıkıldığım vakitlerde kendi kendime çalışsam, össden de 250 hampuan yapsam. kimse tutamaz, kararım kesin. 9 Eylül paklar beni. evet
ceksıparov yürüyüşünü formülize ediyorum sevgili "utku okur" sayesinde,sevgili okur.
öncelikle *yokuş aşağı yardırıyor olmanız* ısrarla gereklidir.
sonralıkla *yağmur suyunun birikip gitmesi için yapılan yer var ya hani.oranın adını şeyedemedim ama siz anladınız sevgili okur biliyorum bunu.*işte tam orda yürümeniz de ısrarla gereklidir.
deneyiniz,ceksıparovdan daha İYİ yürüdüğünüzü görüceksiniz.esen kalın.
öncelikle *yokuş aşağı yardırıyor olmanız* ısrarla gereklidir.
sonralıkla *yağmur suyunun birikip gitmesi için yapılan yer var ya hani.oranın adını şeyedemedim ama siz anladınız sevgili okur biliyorum bunu.*işte tam orda yürümeniz de ısrarla gereklidir.
deneyiniz,ceksıparovdan daha İYİ yürüdüğünüzü görüceksiniz.esen kalın.
2.02.2010
1.02.2010
şunu anladım ki şu hayatta ayak burkulması diye bişeyi ilk defa yaşıyomuşum ben. hayır eminim daha önce de burkuldu, daha önce de çok acıdı, ama bu kadarı da fazla be bilader. beni uykumdan edebilicek ağrıya ne diyim ki şimdi ben. helal olsun derim ancak. öyle uykudan beni babam gelse uyandıramaz. ki uyandıramıyo da. denedi uzun süreler. hala da deniyo. ama uyandıramıyo işte. babam için de çok üzülüyorum. sen senelerce uğraş didin, kızını hiç bi türlü uyandırama, sonra ağrının teki gelsin, sanki yıllardır bu işi yapıyomuş gibi kızını uykusundan uyandırıversin. hayır kıskanır adam yaa. kıskanmaz mı hiç. off yaa. acı nerelerime vuruyo böyle. gidip uyuyayım biraz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)