30.11.2009
23.11.2009
hastalık halindeyken esprileriyle bana destek olan süpermamut ve zögfe insanlarını kokulu kokulu öpüyorum bi de.
mesir macunuyla destek olma girişiminde bulunan betül insanına küçüktürüç yolluyorum.
oyunlarıyla sıkıntımı alan aypodumu,biricik suaygırım volkanımı pek çok sevdiğimi de belirtmeden edemiyorum..
mesir macunuyla destek olma girişiminde bulunan betül insanına küçüktürüç yolluyorum.
oyunlarıyla sıkıntımı alan aypodumu,biricik suaygırım volkanımı pek çok sevdiğimi de belirtmeden edemiyorum..
dün izmirde her zaman gittiğim yerlerden birine arkadaşımı götürmem, kapıdan içeri girdiğim anda barmenin cebinden adisyon çıkarıp "sen geçen gelişinde bunu ödememişsin bilader ne iş" dercesine beni yakalaması, üstelik son gidişimin bi ay önce olması. çok komikti gerçekten de. hayır sen o pantolonunu hiç yıkamıyo musun diye sorarlar adama da. neyse ben bişey demiyorum.
üstelik ödemiştim de. inandıramadık. hüseyin abiyi bulucakmışım bi dahaki gelişimde. hüseyin abi dicekmişim, böyle böyle. allam yaa.
üstelik ödemiştim de. inandıramadık. hüseyin abiyi bulucakmışım bi dahaki gelişimde. hüseyin abi dicekmişim, böyle böyle. allam yaa.
22.11.2009
21.11.2009
19.11.2009
17.11.2009
16.11.2009
ZÖGFE'nin hayatına yön veren,kişiliğini yamultan ilk esprisi ''eti benimo,kemiği senino''
bu cümleden sonra profesyonel hayata adım atan zögfe,çevresindeki insanları yaptığı espri sayısına göre değerlendirmeye başlamıştır.
kendisinin ismi lazım değil için ''abi ben o çocuğu gördüm ya o kadar komik değildi ben daha çok espri yapmıştım''dediğine şahit olmuşumdur.
bu cümleden sonra profesyonel hayata adım atan zögfe,çevresindeki insanları yaptığı espri sayısına göre değerlendirmeye başlamıştır.
kendisinin ismi lazım değil için ''abi ben o çocuğu gördüm ya o kadar komik değildi ben daha çok espri yapmıştım''dediğine şahit olmuşumdur.
15.11.2009
alpay erdem bi yazısında bahariye caddesini istiklal caddesinden daha çok sevdiğini yazmıştı. okuduktan sonra düşündüm de, bahariye caddesi her türlü alır.
*aradığım her şeyi çok rahat buluyorum. kafesi, barı, çeşit çeşit nedir efendim müzik mağazasından tut alışveriş merkezinden tut da pasajına kadar her türlüsü mevcut.
*istiklal caddesinde insanlar birbirini ezmek için bariz bir çaba gösterirken bahariyede kesinlikle yol veriyolar. deneyimle sabittir.
*bahariye caddesi bana izmiri hatırlatıyo. gerçi bana herşey izmiri hatırlatıyo bu aralar.
*daha kısa olduğu için kaybolma veya sokak sokak mekan arama derdi de bi nebze ortadan kalkıyo.
*daha ne olsun?
*bak hala okuyosun.
ha tabi istiklale gitmiyo muyum? gitmez miyim be.
*aradığım her şeyi çok rahat buluyorum. kafesi, barı, çeşit çeşit nedir efendim müzik mağazasından tut alışveriş merkezinden tut da pasajına kadar her türlüsü mevcut.
*istiklal caddesinde insanlar birbirini ezmek için bariz bir çaba gösterirken bahariyede kesinlikle yol veriyolar. deneyimle sabittir.
*bahariye caddesi bana izmiri hatırlatıyo. gerçi bana herşey izmiri hatırlatıyo bu aralar.
*daha kısa olduğu için kaybolma veya sokak sokak mekan arama derdi de bi nebze ortadan kalkıyo.
*daha ne olsun?
*bak hala okuyosun.
ha tabi istiklale gitmiyo muyum? gitmez miyim be.
blog ve sevgili okur kavramlarına yeni bakış açıları kazandırıyorum sevgili okur. bazen de korkuyorum gizliden. acaba psikolojik yıkımlarım sonucu hayali bir sevgili okur yarattım da, onun beni takip ettiğini sanıp bi de ona hitap ederek, boşa mı anlatıyorum bunları, heybeye mi kürek çekiyorum burda. ha, sevgili okur? duvara mı anlatıyorum? bakıyorum da çok tepkisizsin. ne iş? sevgili okur dedim bağrıma bastım? bu günleri görmek de varmış alınyazımda. ama keykörün de dediği gibi allah büyük, bunu böyle bilesin.
hayır her şeyi geçtim i yi japon yapıştırıcısıyla yapıştırdık, japonlar da hayatlarından memnunlar, ama bu sefer i'yi hiç kullanamıyorum. hatta i'yi kopyaladım, her i yerine ctrl-v'ye basıyorum. allam nasıl bi işkence, nasıl bi eziyet. özellikle eş anlamlı kelimeler arasından i'siz veya az i'li sözcükleri seçiyorum.
bi an düşündüm de. keykörün imla hatalarını düzeltiyim dedim. hatta itiraf ediyorum, evet, düzeltmek için kalemi elime aldım. ama sonra dedim, her kul kendi imla hatalarıyla var olmalı şu fani dünyada. varsın cehennemde yanacaksa yansın. bu ülkede din ve vicdan özgürlüğü var. kısacası keykörün tüm bu imla hatalarını kendi vicdanına bırakıyorum.
ve biliniz ki; allah affedicidir.
ve biliniz ki; allah affedicidir.
14.11.2009
kimsenin sorduğu yok ama ben şu an niye blog açtığım sorusuna cevap vermek için burdayım. niye mi blog yazıyorum? çünkü istanbulda hasta olmak başkadır bunu böyle bilesiniz. tam bir haftadır evdeyim. dile kolay. de ki, peki sevgili zögfe, sen bi haftadır evdesin, söyle, allah için ne yaptın diye sor. hişşey yapmadım. dedim madem hişşey yapmadım o zaman artık bişey yapayım. aklımda blog açma fikri vardı. arkamda biri olsun dedim ve keyköre danıştım. taam abi dedi olur dedi yaparız ederiz dedi. ben de dedim ki, senin adın keykör benim adım zogfe, madem öyle, bundan böyle, blogumuzun adı kankakuzen olsun.
hayır yalan, böyle bişey demedim.
işte sevgili okur, çok okuyan mı bilir çok gezen mi diye sormuştum dün. bence şu paragrafı okuduktan sonra hiç kafa yorma artık. git gez. hatta ben de yazmayı bırakayım. gel taksime gidelim. içelim. orda konuşuruz rahat rahat.
hayır yalan, böyle bişey demedim.
işte sevgili okur, çok okuyan mı bilir çok gezen mi diye sormuştum dün. bence şu paragrafı okuduktan sonra hiç kafa yorma artık. git gez. hatta ben de yazmayı bırakayım. gel taksime gidelim. içelim. orda konuşuruz rahat rahat.
vizeleri sona ermiş birinin yapması gereken şey nedir? iki hafta sonra bayram tatili de varsa, tasını tarağını toplayıp evine dönmektir. peki ya öğrencilik hayatını çok zor atlatmış olduğunu tahmin ettiğim bir fizikçim varken. ah ulan. kendisinin belirlediği haftalarda cuma günleri bu lab derslerine girmek zorundayım. adam lab derslerine yüzde yüz devamlılığı zorunlu koşmakta. peki her cuma açıklanan listelerde adımı görüp göremeyeceğim merakıyla cuma gününe kadar beklemek zorunda mıyım? evet. peki cuma günü listede adım yoksa ve bir haftamı bir hiç uğruna piç ettiğimi öğrenirsem? ulan yaa neyse ben hiç bişey demiyorum. kalın puntolu nokta.
eğitim şart.
eğitim şart.
13.11.2009
sevgili keykörle ne kadar da ortak bir noktamız olduğunu yazmazsam ölürüm.
benim de i tuşum dün gece saat 10 sularında kendini intihar etti. şu an i tuşum yok sevgili okur. i tuşumun olduğu yerde küçük bi nokta var oraya basarak yazıyorum. pipi gibi kalmış durumda. japon yapıştırıcısı alıp önce evdeki japonları yapıştırıcaz sonra da i tuşumu yapıştırıcam. pi'yi de 3 alırsam tadından yenmez.
benim de i tuşum dün gece saat 10 sularında kendini intihar etti. şu an i tuşum yok sevgili okur. i tuşumun olduğu yerde küçük bi nokta var oraya basarak yazıyorum. pipi gibi kalmış durumda. japon yapıştırıcısı alıp önce evdeki japonları yapıştırıcaz sonra da i tuşumu yapıştırıcam. pi'yi de 3 alırsam tadından yenmez.
ilaç kutuları tersten açılır. sebebini bilmiyorum ama öyle uygun görülmüş heralde. ne zaman heycanla yeni bi ilaç alsam direk açılması gerekiyomuş gibi görünen tarafından açarım. ve akabinde acı bir manzarayla karşılaşırım. prospektüs zımbırtısı, ilacı göremiyceğim şekilde dışından doğru kıvrılmış bana bakmakta olur. ama ben naparım, hiç istifimi bozmam, snirimi bozarım. ve gerisin geri kapatırım kutuyu. yazıların daha seyrek olduğu diğer taraftan açarım ve ilacıma ulaşırım. bide kapatılan kapağın daha önce açılmış olduğu bariz bir hüzünlü duruşu vardır ki tıpta en az bir kere açıldığı belli olan kitap kapağı pskolojsi olarak adlandırılır, o konuya hiç girmemek en iyisi. hasta mıyım? yok canım
tam burdan, bu sayfadan, hem istanbulu öğrenmeye çalışan zavallı bir izmirli hem de kafadan kontak bir öğrenci olarak seslenicem sanırım. öncelikle bana bu kalbi kadar siyah sayfayı ayırdığı için bloggera teşekkür ediyorum. sonralıkla da neden blog yazıyorum sorusuna cevap vermek için süre istiyorum sevgili okur. sevgili de okur sevgili olmayan da okur. bizde ayrımcılığa yer yok. bunu böyle bilesiniz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)